13 Ocak 2009 Salı

TURFAN (TURPAN):Kayıp Kentler 1

*Caner Karavit, Gezi Notları:9


Gansu Eyaleti’nden Xinjiang’a girdiğinizde diğer alışılagelmiş Çin kentlerinden farklı bir kentle karşılaşıyorsunuz. Budizm’den Manizm’e ve sonunda İslam kültürüne kucak açmış bu bölgede Çin’in hakimiyeti tam anlamıyla ancak 1877’de gerçekleşmiş. Turfan, İpek Yolu’nun Gansu bölgesinden sonra ikiye ayrılan hattının kuzey yönü üzerindedir. Bu eski kent, deniz seviyesinin 78 metre altında olup, dünyanın en derin karasal bölgesidir. Turfan’ın 50 kilometre dışındaki Aiding tuz gölü ise deniz seviyesinin 152 metre altındadır. Turfan çevresindeki kayıp kentlerle uyuyan bir çöl kasabasını andırır. Kavak ağaçları ve üzüm asmaları altında uyuyan bir kasabadır sanki.
Arkadaşımız Gülizar’ın rehberliğinde geldiğimiz Turfan’da bizi önce Tursun öğretmen karşıladı. Gülizar Urumçi’den internetle Xinjiang’da arkadaşlık ağları kurmuş. Tursun öğretmen ve sonra tanışacağımız Turfanlı Uygurlarla internette çok samimi olmuşlar. Tanışma faslından sonra, Bezeklik Mağaraları’na gitmek üzere Tursun öğretmenin tuttuğu bir taksiye doluştuk. Turfan’a gelmeden önce bahsetmişlerdi, buradaki tüm arabalara hayvan kokusu sinmiştir diye. Bölgenin geçimi hayvancılıktan sağlandığı için tüm arabalarla hayvan taşımacılığı yapılıyor. Bezeklik’e giden yolun son bölümü çok kötü idi ve yaklaşık bir buçuk saat sürdü. 6. ve 14. Yüzyıl Budizm ve Manizm’e tapınaklık yapan Bezeklik’in mağaralarından oldukça tahrip edilmiş dört mağarasını gezebildik. Alman arkeolog Albert von Le Coq 20. Yüzyıl başlarında buraya gelerek tonlarca duvar resmini sökerek Almanya’ya götürmüş. Özellikle Alman bilim adamlarının (bilim adamı demeye dilim varmıyor) bu bölgedeki tarihi eser tahribatı çok büyük.

Bezeklik sonrası hepimizin karnı açıkmıştı. Tursun öğretmenin davetiyle evine gittik ve hep birlikte yer sofrasında yemek beni çocukluğuma götürdü. Çocukken babam eve masa ve arkası muşamba kaplı sandalyeleri getirdiğinde tuhaf karşılamıştım. Çünkü o ana kadar evimizde ve başka evlerde yemeği hep yer sofasında yemiştik.
Bu nostaljik yemek sonrası bizi antik Gaochang kenti bekliyordu. Turfan çevresindeki uyuyan iki eski kentten birisi olan Gaochang ya da Uygurca ismiyle Karahoca, giderek kum yığınına dönüştüğü kalıntılarıyla ayakta durmaya çalışıyor. Çölün ortasındaki bu yalnız kent nedense, bana Nuri Bilge Ceylan’ın filmlerinden bazı kareleri hatırlattı. Bir zamanların görkemli kenti yıllar geçtikçe büyük bir kum saatinin zamanına gömülüyor gibiydi. Karahoca (Gaochang) MÖ 2. Yüzyılla MS 13. yüzyıl arasında varlığını sürdürdü. Çin’in ünlü efsanesinde, saf yürekli rahip Xuanzang Budist yazıtları almak üzere çıktığı “Batıya Yolculuk”unda buradan da geçmiş. Kendisini bu yolculuğu boyunca ünlü Maymun Kral korumuş. Eski kentin kapısından girer girmez bizi eşek arabasıyla Muhammet karşıladı. Gaochang’ı eşek arabasıyla gezmeye niyetli değildik ama Muhammet bizi ikna etti. Hep beraber Gaochang’ın eski sokaklarında sarsıntılı bir yolculuğa başladık. Arabadan inip kalıntıların arasında dolaşmaya başladık.

Türkçe’deki benzerlikler üzerine Muhammet’le sohpet ettik: “Siz müslümanız değil mi?”, “Ya sen namaz kılıyor musun Muhammet?” “Tabi beş kez”, “İçki içer misin Muhammet” “Arak mı? Ha arak ha?”. Muhammet günde beş vakit namaz kıldığını söylerken bize doğru buram buram pirinç rakısı kokuları geliyordu. Geri dönmek için Muhammet’in arabasına bindiğimizde eşeğine İngilizce komutlar verdiğini duyduk: “İşek stop”, “İşek go”. Merak edip sordum: “Muhammet bu işek Çince bilmez mi?” “Yak (yani yok)”, “Peki Uygurca bilmez mi” “Yak, bu işek sadece İngilizce bilir”. Sadece İngilizce bilen cahil bir eşekle yolculuk etmiştik.
Bu kentin mezarlığı ise Astana Mezarlığı’ydı. Astana mezarlığı 3. Ve 7. yüzyıla tarihlenir. Bu bölgenin meşhur kuru havası (gezimiz sırasında ellerimizin, yüzümüzün ve dudaklarımızın çatlamasına neden olan) cesetlerin bedenlerinin, elbiselerinin ve bazı yiyeceklerin bozulmadan kalmasını sağlamış. Aradan 13 yüzyıl geçmesine karşılık çürümeler yeni yeni başlamış. Mezardaki cesetlerin saç ve tırnakları duruyor. Hatta yetkililerin söylediğine göre bazı cesetlerin saç ve tırnaklarında biraz uzama tespit edilmiş. Bu mezarda fosilleşmiş bir mantının bulunmuş olması da ayrıca şaşırtıcıydı. Mezarlığın en romantik görüntüsü beraber gömülen karı koca olmalıydı. Yeraltındaki mezarların duvarlarında Tang Hanedanı döneminden resimler var.

1 yorum:

seref yigit dedi ki...

Kaleminize saglik..bir okuyucu olarak benide kendinizle beraber o diyarlara goturmus kadar oldunuz..Tesekkur ederim.....