20 Ocak 2009 Salı

HARBİN: Buz Kent-1

*Caner Karavit, Gezi Notları:10

1.GÜN
Haritada horoza benzetilen Çin’in en kuzeyinde olan Hei Long Jiang yani Siyah Ejder Nehri eyaleti de horozun başına benzetilir. Eyalet, ismini Çin ve Sibirya’yı birbirinden ayıran ve Rusça ismi Amur olan nehirden alıyor. Bu eyaletin başkenti olan Harbin de horozun gözüne benzetilir. Her yıl yapılan buz heykel festivali ve Sibirya kaplanları ile ünlüdür. Bir başka özelliği ise Uzak Doğu’nun en geniş ormanlarına sahiptir. Harbin, çarlık Rusya’sı tarafından kurulmuş. Rusların burayla irtibatı 1897’deki Vladivostok-Harbin tren hattının açılması ile başlamış. Daha sonra,1917 devriminden kaçan Ruslar buraya yerleşiyor ve 1930’larda nüfusun yarısını oluşturuyorlar. Ancak, devrimden kaçan Rusları bir devrim daha bekliyor. 1949’da Çin’de de devrim gerçekleşip bu bölgenin Çin’e katılmasıyla, buradaki Ruslar başka yerlere kaçmışlar. Bu arada, bir başka kuşatma da1932’de ise Japonlar tarafından yapılmış.
Bir dönem, burada 33 ülkeden 160 bin yabancının yerleşik olduğu söyleniyor. Bir zamanlar, Paris’ten 7 günde gelen trenin ilk buraya uğraması nedeniyle, Çin’e modanın ilk girişi Shanghai ve Hong Kong’dan önce buradan olurmuş. Bu arada, Çİn’in meşhur birası olan Harbin birasının da Çin’in ilk birası olduğunu hatırlatmak isterim.
Kentin tren istasyonu bölgesi olan merkezine ilk indiğimizde bizi buzdan yapılmış bir kule karşıladı. Buzlar dünyasının yapıtlarıyla karşılaşmak üzere otelden hemen ayrılıp gezmeye başladık.

Zhongyang Da Jie:
Kent merkezinin batısında, Song Hua nehri’ne dik olarak uzanan sağlı sollu Rus tarzı binalarla çevrili yaya yolunun bulunduğu bu bölge, aynı zamanda açık hava mimarlık müzesidir. Bir zamanlar Küçük Moskova denilen bu yoğun klasik Rus mimarisinin bulunduğu bölgede çelişkiler de vardı. Bütün bu binaların cephelerinde KFC, Mc Donalt’s, Nike gibi bilindik ünlü firmaların tabelaları boy gösteriyor. Cadde boyunca ünlü klasik helkellerin buzdan yapılmış kopyaları yapılmış. Ancak, bu buz heykeller gündüz vakti hacimsiz bir etki yaratıyor. Heykeller kar yağdığında bazı bölgeleri karla kaplanınca bir hacimsellik kazanıyor. Klasik mimari dokusunun hakim olduğu bu bölgede, başarılı ışık kurgusu sayesinde, gece görüntüleri masalsı bir etki yaratıyor.

Caddenin en şık otellerinden birisi Modern Otel. Ancak, bu otel adı gibi modern değil. 1913 yılı yapımı olan otelin dışı klasik tarzda bir dokuya sahipti. Merakımızı gidermek üzere otele girip oda istediğimizi söyledik. İçi de dışı gibi klasik tarzda döşenmiş otelin Zhongyang Caddesi’ne bakan zevkli döşenmiş odaları en pahalı olanlarıydı. Ancak, bu fiyatların Türkiye şartları için pek pahalı olmadığını söylemem gerek(geceliği 1000 yüen’i biraz geçiyor). En popüler odalar ise, bazı ünlü şair ve yazarların kaldığını belirten levhaların kapılarına asıldığı odalardı.
Çekim yaparken kamerama takılan cepçiler yakalandıklarını anlayınca süratle ara sokaklara dalarken, insanlara kışın bu keskin ayazında neşeli ve sıcak atmosfer sunan kent dokusunu görüntülemeye keyifle devam ettim. Aslında, zengin bir kültürel coğrafyanın, insan yaşamı için en zor fiziki koşulları bile nasıl yaşanılır kıldığına ve varlığımız için ne kadar işlevsel özellik taşıdığına tanık olmak keyif verdi.

Hiç yorum yok: