23 Ocak 2009 Cuma

ÇİN’DEKİ KARAYOLCULUĞU (TRAVELLING BY OVERLAND IN CHINA:1

*Caner Karavit, Gezi Notları: 11

Çin, ay takvimine göre bu pazarı pazartesiye bağlayan gece fare yılından öküz yılına giriş yapacak. Çinli işçiler, köylüler ve öğrenciler için iki hafta, memurlar için bir hafta sürecek olan tatil yolculukları başladı bile. Bu günlerde herhangi bir yere gitmek için araç bulmak imkansız. Gidecek araç buldunuz diyelim, dönmek için araç bulabilmeniz imkansız olacaktır. Geçen seneki yolcu dolaşımının sayısını bir yazımda belirtmiştim:” Çin'de her şey dev ölçeklerle tanımlandığı için bu sayıları artık çok bulmuyorum; hele bu Bahar Bayramı’nda kara yolu yolcu dolaşımının iki milyar kişiye yaklaştığını duyduktan sonra...”
Hatırladığım kadarıyla yolcu sayısı, uçak taşımacılığında Türkiye’nin nüfusu kadar, tren taşımacılığında da Türkiye nüfusunun iki katıydı. Bu bayram bu sayının daha da artacağını belirteyim. Hal böyle olunca Çin’deki karayolcuğum sırasındaki anılarımı ve gözlemlerimi kaleme almak istedim. Gerek kent içinde, gerekse şehirlerarası yolculuklarımda en basit ulaşım aracından en hızlısına kadar seyahat etme olanağı buldum. Gezilerim sırasında, Çin’deki araçların farklılığı, mesafelerin uzaklığı ve insan yoğunluğu yolculuk konusunu kaleme almamı sağladı. Bu yazım, o araçların günlük yaşam içerisindeki serüvenlerine bir bakışı içerecektir.

BİSİKLETLE YOLCULUK:
Pekin’e geldiğimde bisikletle ilgili ilk gözlemim bu aracın Çin’in ulusal aracı olduğuydu. Ancak, diğer kentleri dolaştığımda bunun sadece Pekin için geçerli olduğunu gördüm. Bisikletin popülerliği, kentin ekonomik durumuna (köyle ve işçi nüfusunun yoğunluğuna), coğrafi konumuna (düzlük veya tepelik olmesına), caddelerinin bisiklet yoluna tanıdığı olanaklara ve kentteki bisiklet servislerinin sayısına bağlıdır. Tüm bu maddelerin en geçerli olduğu kent Pekin’dir. Örneğin bu şartlar, Shanghai, Hong Kong, Makao, Kaşgar gibi kentlerde Pekin kadar uygun değildir. Shanghai’ın sokakları Pekin’inki kadar geniş değildir. Hong Kong ve Makao’nunki inişli çıkışlıdır, buralarda bisikletin yerini motosiklet almıştır. Kaşgar’ın yerel aracı ise 14.yüzyıl ressamı Mehmet Siyahkalem’in resimlerinde de tanık olduğumuz at ve eşek arabalarıdır.

Pekin’de sabah erken saatlerinde, örneğin 6.00-6.30’da kalkıp yola çıkarsanız buz gibi havada (ben genelde kışın Pekin’de olduğum için hep ayazdır) bisiklet yaya yollarının artık canlanmaya başladığını görürsünüz. Bazı bisikletlerin arkasında ilkokula veya anaokuluna götürülmek üzere bindirilmiş küçük çocuklar ve bisikleti süren annelerini görürsünüz. Bazıları uzak yerlerdeki işlerine gitmek için pedal sallayan işçiler, garsonlar, köylüler ya da üniversite öğrencileridir. Mallarını pazara, dükkana taşıyan esnaf da katılır bu sabah ayazı konvoyuna. Bazen de, o erken saatte evlerini taşıyan insanlardır. Bir bisiklete yüklenen eşyaları görmek şaşırtır insanı. Bir keresinde bu yüklerin içerisinde televizyon ve buzdolabı gibi eşyaları da görünce dehşete kapılmıştım. O eşyalarla bir bisikletin dengesinin nasıl sağladığını bir türlü kavrayamadım. Bisikletin kuşaklar boyunca kullanılmasından kaynaklanan genetik bir beceri olsa gerek. Kadınların da erkekler gibi güçlü pedal salladığına şahit oluyorum. Burada kalan bir Türk erkek arkadaşım bir gün kendisini geçen Çinli bir kadınla yarışa tutuşmuş. Pedallara olanca gücüyle asılmasına ve hırs yapmasına karşılık kadını geçememiş. İlginç olan ise, kadının bu yarıştan haberi bile olmaması ve bisikletini normal seyrinde kullanmasıymış.

Bir de Çinlilerin bisiklet kullanımları sırasındaki, oturma biçimleri, bisiklete biniş ve inişleri ilgimi çeker. Örneğin, bisikleti hareket ettirdikten sonra ata biner gibi biniyorlar. Hareket halindeki bisikletten tek pedal üzerinde ayağa kalkarak iniyorlar. Bisiklete binen çiftlerden arkada oturan (bazen erkek bazen kadın) bisiklet selesine yan oturarak yolculuk ediyor. İki eli cebindeyken veya uzun uzun telefon ederken bisiklet kullanmak ise oldukça olağan.
Elbette ki, bu kadar bisikletin olduğu yerde bisiklet parklarının görüntüleri de ilginç oluyor. Pekin Tsinghua Üniversitesi en büyük kampüse sahip üniversitelerden. Öğlen yemek yemeğe, yürüyerek ancak yarım saatte gidebiliyorum. Durum böyle olunca bisiklet zorunlu hale gelmiş (benim yok, hala yarım saat yürüyorum). Kampüste bisiklet parklarına büyük alanlar ayrılmış. Bu alanlardaki üstüste yığılmış bisikletlerin ilginç görüntüleri var. Birçok bisiklet ise üniversitede satılan aynı renk ve markadan. Bu kadar benzer bisikletin arasında sahipleri kendi bisikletlerini nasıl bulunur, o da ayrı bir merak konusu. Tabi ki hırsızlığa karşı kilit önlemi var. Kilit tasarımları ise çeşit çeşit, bisiklete sabitlenmiş olanlar, harici olanlar, uzaktan kumandalı olanlar vs.
Benim okulda olmasa da, evde bulundurduğum bir bisikletim var. Türkiye’ye kesin dönüş yapan bir arkadaşımın vitesli bisikletini alma gafletinde bulundum. Nereden bilebilirdim ki paralı bisiklet parklarında vitesli bisikletlerden yüksek park ücreti alınıyor. Diğer bir lüks tip ise elektrikli bisikletlerdir. Bisikletin aküsü bitince elektrik fişi olan bir parka ya da dükkana bisikletinizi çekip akünüzü doldurup yola devam edebilirsiniz.
Bisikletlerin önemli bir parçası da önünde olmazsa olmazı, alış veriş sepetidir. Bu güne kadar sepetsiz bisiklete neredeyse rastlamadım. Uzak bir yerde yaptığınız alış veriş sonrası bu sepet o kadar gerekli oluyor ki, Pekin’de sepetsiz bir bisikleti artık düşünemiyorum.

Pekin çok geniş bisiklet yollarına sahip. Gezdiğim hiçbir kentte bu kadar genişini görmedim. Bu yollara arabalar pek giremiyor, bu nedenle bisikleti rahat kullanabiliyorsunuz ve kaza ihtimali pek yok. Ancak, bir konuya dikkat etmek gerekli, bir çok bisikletin freninin çalışmadığını bir kaç deneyimden sonra anladım. Bir şeyi daha anladım ki, o da benim bisikletin frenlerinin de çalışmadığıydı. Bir kaç kaza geçirdikten sonra, frenlerimi oturduğumuz apartmanın hemen altındaki bisiklet tamircisine yaptırdım. Pekin’deki bisiklet servislerinden de bahsetmeliyim. Bisiklet parklarını işletenlerin hemen hemen hepsi aynı zamanda tamirci. Bisiklet ana arterlerinin yakınlarında mutlaka bisiklet servisleri bulabiliyorsunuz ve derdinize mutlaka çare buluyorlar. Sağolsunlar, bugüne kadar yolda hiç bırakmadılar.
Bisiklet (özellikle Pekin’de) gerekli olduğu kadar bana romantik gelen bir tarafı olduğunu da belirtmek istiyorum. Bu araç, kent ulaşımında gerçekten önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, bisikleti geleneksel Çin resminin en önemli konularından “Dört Centilmen”den birisi olan erik ağacı çiçeğine benzetirim.

Hiç yorum yok: