17 Şubat 2009 Salı

DONHUAMEN GECE MEZE PAZARI (DONHUAMEN NIGHT MARKET)

*Caner Karavit, Gezi Notları:12

Pekin’e ilk geldiğim zamanlar (belki birçok kişi gibi) en uğrak yerlerimden birisi Wangfujing bölgesi alışveriş merkezleriydi. Bu bölge, yaya caddesi olması nedeniyle de Pekin’in en turistik yerlerinden birisidir. Wangfujing’de bana en cazip gelen yer, yabancı dilde kitap satan kitapçılar olmuştur. Tabii ki, ünlü şapkacıyı, Orient Plaza’yı, küçük hediyelik eşya satan dükkanları ve ara sokakları ihmal etmezdim.

Turistik olması nedeniyle keşfedecek bir yeri olmadığını düşündüğüm bir gece, Wangfujing’in alışveriş merkezlerinin cıvıl cıvıl renkli, yanıp sönen ışıklarına dalmış giderken, caddenin sonlarına doğru ışıl ışıl bir ara cadde dikkatimi çekti. Ard arda dizilmiş, turuncu kırmızı ışıklı tentelerin bulunduğu bu yer, bizim sabit semt pazarlarına benziyordu. Merak edip bu pazara doğru yöneldim. Burası çeşitli mezelerin yapılıp ayaküstü atıştırıldığı Beyoğlu’ndaki kokoreççilerin ve midyecilerin bulunduğu sokağa benziyordu. Burasını keşfetmek hoşuma gitmişti.

Donhuamen Meze Pazarı olduğunu sonradan öğrendiğim bu yer, Pekin mezelerinden oluşan çeşitleriyle ilk olarak 1984 yılında kurulmuş. İlk kuruluşunda Pekin’e ait 60’dan fazla meze çeşitlerinin birarada görülebileceği bir meze pazarıymış. Bu Pazar, 2000 yılında Pekin Dongheng bölge yönetimince Çin yemek kültürünü yaymak ve yabancı ülkelerle dostluk ilişkilerini geliştirmek amacıyla tekrar inşa edilmiş. Şimdi ise, sadece Pekin’e ait değil tüm Çin’e ait lezzetli, özel, yeni meze çeşitleriyle müşteri çekiyor. Donhuamen, Gezi etkinlikleriyle yemek kültürünü birleştiren, çağdaş iş ortamıyla geleneksel zerafeti kaynaştıran ve Wangfujing İş Merkezinin gece dokusunu çiçek gibi bezeyen bir cadde oluvermiş.

Gece Meze Pazarı, gece ışıklarının yanmasıyla etkileyici bir mekana dönüşmüş ve karnımın da acıkmasıyla daha da cazip hale gelmişti. Ancak, daha ilk tezgahı görünce hevesim kursağımda kaldı. Mezeler, hiç de bizim kolay kabullenebileceğimiz cinsten değildi. Karşıma çıkan akrep, ipek böceği, büyük kurtçuk, deniz atı, deniz yıldızı, salkım saçak mürekkep balığı şişlerini görünce açlığım geçiverdi. Ama bu ilginç görüntüleri izlemeden de yapamadım. Çinliler, turistlerin meraklı bakışları arasında şişe geçirilmiş kurtçukları, akrepleri iştahla yiyorlardı. Bu görüntüler turistleri oldukça eğleniyorlardı.
Aslında, Çinlilerin bu çeşit yemek kültürü sadece damak zevkinden kaynaklanmıyor. Yedikleri hayvanın üstün özelliklerinin kendilerine geçeceği inancı ve ilaç özelliği taşıması da önem taşıyor. Bir müddet sonra, merakım alışmış olduğum damak zevkimin direncini kırdı. Akrep şiş aldım. Bir çeşit yağda kızarttıkları siyah akrepleri bir yandan ısırırken, diğer yandan hayvanın zehirli olması beni endişelendiriyordu. Tadı fena değildi ve zehirlenmedim. Ama görüntüsü nedeniyle bir daha yiyebileceğimi sanmıyorum.

Donhuamen Meze Pazarı’ndan ayrılırken, hayatımda ilk defa yediğim garip ve ürkütücü mezenin midemde daha fazla yalnız kalmaması için, hızlı adımlarla normal bir lokanta aramaya başladım.

2 yorum:

Müçteba dedi ki...

Merhabalar
Türkiyede insan yemeğinden çıkamıyorsunuz galiba bu meze pazarından sonra. Ama bayağı zaman geçti. Bekliyoruz ya! Küçücuk bir yazı, yeni bir fotoğraf neyse bari...
Selamlar
Müçteba

caner karavit dedi ki...

Selam Mücteba,
İstanbul'a gelir gelmez çok yoğun bir tempo ile başladım çalışma hayatına ancak yazılarıma en kısa zamanda yeniden başlıyacağım. Hepinizi özledik,Pekin gözümüzde tütüyor. İstanbul'a mutlaka bekliyoruz.
Selamlar