ÇİN’İN
KÖMÜR EYALETİ’NİN MERKEZİ TAIYUAN’DEN BİR MÜZE: ÇİN KÖMÜR MÜZESİ
TAIYUAN CHINA COAL MUSEUM
*Caner Karavit, Gezi Notları:13
TAIYUAN CHINA COAL MUSEUM
*Caner Karavit, Gezi Notları:13
Çin’in
Shanxi eyaletinin başkenti Taiyuan’dayız. Hava kömür kokuyor. Kömür kokusu bize
ülkemizde ard arda gelen maden facialarını hatırlatıyor. Burası Çin’in en
önemli kömür madenleri bölgelerinden birisi. Kentin zenginleri kömür madeni
patronları. Kentte bir çok maden işçisi yaşıyor. Dünya’nın kömür üretimi
sıralamasında birinci olan Çin’de konu kömür olunca ve tarihi de çok eskiye
dayanınca, bir kömür kenti olan Taiyuan’da devlet tarafından Çin kömür
endüstrisini anlatan bir müze kurulmuş. Çin Kömür Müzesi, müzecilik alanında 4
A (AAAA) sınıfında olan, altı ödüllü bir müze. (RESİM
1) 20 yıllık müze kömürün Çin’deki uzun öyküsünü belli başlıklar altında
anlatabilecek bir şekilde yeniden tasarlanarak izleyicisiyle buluşturulmuş.
Kömür
Müzesi iki katlı yapılmış. Birinci kat, kömür ve madenleri ile ilgili
bilgilendirme bölümlerine ayrılmış. Giriş bölümde, dünyadaki kömür rezervi ve
sıralaması var. Çin kömür rezervinde Rusya ve Amerika ile ilk üç sırayı
paylaşıyor. Üretmde ise birinci sırada. Daha sonra Çin’in kömür çıkarılan ve
işlenilen bölgeleri ele alınmış. Çin’de en çok kömür çıkarılan bölgeleri Sincan
Uygur Özerk Bölgesi, İç Moğolistan ve Shanxi yani müzenin bulunduğu bölge. Bu
bölümde, Çin’de kömür çıkarılan bölgelerin kömür kalitelerini ve maden
durumlarını öğreniyoruz. Kömür üretiminde en güvenli bölge İç Moğolistan, çünkü
bu bölgede kömür dış yüzeyde. Bölgelerde çıkarılan kömürler özellik ve
kalitelerine göre farklı işlevler için kullanılıyor. Kömürler; ısınmada, enerjide,
gübrede, araştırmada ve oyma sanatında kullanmak üzere işleniyor. Oyma
sanatında kullanılan kömüre “jetcoke” deniyor. Bu kömür cinsi sadece İngiltere,
Şili, Almanya ve Çin’de çıkarılıyor. Müzede bu kömürden yapılmış ilginç oyma
eser örnekleri bulunuyor (RESİM 2). Müzenin
hediyelik eşya satış mağazasında bu oyma sanatı eserler satışa sunulmuş. Pek
ucuz olmayan bu eserlerden en rağbet görenleri ise tam boy bir madenci heykeli ve
oyma işi madenci kaskı. Gübre için kullanılan ve içinde %70 karbon bulunan en
kötü kömür güney Çin’den çıkarılıyor. Ningxia bölgesinden çıkarılan ve kimyasal
araştırmalarda kullanılan bir başka kömür cinsinin çok değerli olduğunu ve
kilosunun 1000 yuan’a (yaklaşık 350 TL.) geldiğini öğreniyoruz.
Kömürün
tüm oluşum süreçlerini ve bu süreçlerin örneklerini gösteren bölümde rehberimiz
bu aşamaları “bebek kömür” linyitten başlayarak anlatıyor. En genç olması
nedeniyle linyit en kötü kömür sınıfında. Kömür yaşlandıkça kalitesi
iyileşiyor. Örneğin, linyit 100 milyon yılda oluşurken, en kaliteli “dede” kömür
olan antrasit bir milyar yılda oluşuyor. Yani, kömür insandan da, dinazordan da
yaşlı. Müzenin ilginç bölümlerinden birisi de ağaçtan ve bitkiden oluşan
kömürlerin mikroskop görüntülerinin büyütülerek üç boyutlu düzenlenmiş bir oda. Buradaki dokulara bakarak ağaç, bitki
ve kömür dokularının mikroskop altında ne kadar benzediklerine şahit oluyoruz.
Sıra 4 D sinema salonuna geliyor. Üç boyutlu görüntü gözlüklerinizi takıp,
koltuğunuzdaki emniyet kemerini bağladıktan sonra sinema başlıyor. İnsanlık
tarihi öncesinden başlayan kömürün gelişim sürecini anlatan filmde doğa olaylarının
oluştuğu sahnelerde, yer yer sinema salonunun içinde şimşekler çakıyor, fırtına
sahnelerinde vücudunuza rüzgar esiyor, yağmur sahnesinde yüzünüze su
püskürtülüyor, buzul döneminde salona kar yağdırılıyor vs. Bu arada, hareketli
sahnelerde koltuğunuz hop oturup hop kalkıyor. Ben kemeri bağlamayı gereksiz
bulup bağlamadığım için birkaç kez düşme tehlikesi geçiriyorum.
Bu
katın en ilginç bölümlerinden birisi de, madencilikte Dünya’nın en eskilerinden
birisi olan Çin’in madencilik tarihi.
Arkeolojik buluntulardan Çin’in madencilik tarihinin Han hanedanı dönemine (MÖ. 206
-8, MS. 25-220) kadar uzadığını öğreniyoruz. Yer altı
madenciliğinin ilk başladığı Song hanedanı dönemi (960-1279)
Çin
madenciliğinin en tehlikeli dönemi, bu dönemde birçok maden kazası olmuş. Bu
dönemde ve Liao hanedanı döneminde (907-1125) kömürle pişirilmiş güzel seramik
parçaları sayesinde kömürün başka bir yönünü tanıtıyoruz. Cengiz Han’ın
yönetimindeki Yuan hanedanı döneminde (1206-1368) ise madenleri sadece üç
kurum işletebiliyormuş; devlet, maden patronları ve ruhban sınıfı (Budist,
Taoist, Konfüçyüst rahipler). Müze bu dönemin madencilik yetki belgelerinin
orjinallerine de sahip. Marko Polo ünlü seyahatnamesinde bu dönemde İç
Moğolistan’daki madencilikten de bahsetmiş. Ming dönemine (1368-1644) geldiğimizde,
bu dönemde madenin nasıl çalıştığını gösteren maket oldukça ilginç. En fazla 20
metre derinliğe kazılan madende kömür yukarıya aynı anda ters ve düz işleyen
bir çıkrık sistemi ile çıkarılıyor (RESİM 3).
Üretimi hızlandırmak için yapılan bu çıkrık sisteminde, bir kömür kovası aşağı
inerken diğer taraftaki yukarıya çıkıyor. Temiz hava borusu için ise birbirine
eklenmiş uzun bambu kamışlar kullanılmış. Yine Ming döneminden ilginç bir bilgi
alıyoruz. Ming dönemi ünlü doktoru “Li Shizhen”, “Bencao Gangmu” adlı kitabında
kanamayı durdurmak için yenilen bir kömür cinsinden “Feng Hua Mei”den
bahsediyor. Qin hanedanı bölümünde (1644-1911) Taoist madencilerin
kendilerini koruması için, içerisine para attıkları bir çeşit kutsal demir
kazan karşılıyor bizi (RESİM 4). Qin
döneminde kömür madenlerinin kontrol edildiğini gösteren devlet kontrol belgesi
de sergileniyor. Salonda sergilenen Qin döneminde kullanılmış kömür arabası,
kömür taşıma koşulları hakkında bilgi veriyor. Çin madencilik tarihinde 19.yy
geldiğimizde 1882’de ilk buharlı trenin kömür işçileri tarafından yapıldığını
öğreniyoruz. En ilgimizi çeken parçalardan birisi de 1900’lerin ortasına ait
madendeki biriken suyu gösteren bir su seviyesi ölçme cihazı. Ermenek’teki
madende su baskını faciasına uğrayan 18 işçimiz, bizi bu basit düzenekli hayati
önem taşıyan cihazı ayrıntılarıyla incelemeye itiyor. Çin halk Cumhuriyeti’nin
tarihindeki kahraman Madenciler bölümüne geçiyoruz. Örneğin, Japon istilası
sırasında Japonlar’a karşı savaşan yurtsever madencilerin ve önemli keşiflerde
bulunmuş mühendislerin büstleri sergileniyor.
Bir
madenin içerisinin gerçek ölçüleriyle düzenlendiği alt kata inmek üzere madenci
asansörüne biniyoruz. Maden tüneline girmeden önce madenci kasklarının olduğu
bölümde kasklarımızı giymemiz için uyarıyor rehberimiz. Ancak, kızımız Mercan
dört yaşında olduğundan ona göre kask bulamıyoruz ve tünele kasksız giriyor.
Tünelin başlarında en zor koşullarda yapılan eski dönem (11.yüzyıl) madenciliği
betimleyen işçi mankenleri ve maden araç gereçleri bulunuyor. Kömür arabasını
zorlukla çeken bir yaşlı maden işçisinin mankeniyle karşılaşıyoruz. Manken de
olsa yüzündeki cansız ifadenin içinde gizlenmiş olan çalışma koşullarının
ağırlığı hepimizi etkiliyor (RESİM 6). Adamın
yırtık pırtık elbiselerini incelerken gözüm Mercan’a takılıyor. Buruk bir ruh
haliyle izliyor maden işçilerinin mankenlerini. Adamın yüzüne derin derin
bakarak yırtık elbiselerini okşuyor, elindeki yarım yamalak eldivenleri
çıkartmaya çalışıyor; “bu durumda çalışamazsın” der gibi. Koşulların ağırlığının
farkında. Aklıma Soma’daki maden faciasında sedyeye konulan yaralı işçinin sedyeyi
kirletmemek için çizmelerini çıkartmak istemesi geliyor. İçim tuhaf oluyor.
Biraz ötede kadın işçi mankeni dikkatimizi çekiyor. Rehberimiz hanedanlık dönemlerinde
kadın işçilerin çok zor koşullarda çalıştırıldığını vurguluyor. Tünelde bir
müddet ilerledikten sonra bizi daha aşağıya kömür çıkarılan bölgeye götürecek
tren vagonlarına doluşuyoruz. Vagonlar süratli ve son derece sarsıntılı bizi
son durağa götürüyor. Günümüzde kullanılan hidrolik çelik pabuçlarla tavanı ve
tabanı sağlama alan ve 300 metre eninde kömür tabakasını kesebilen hidrolik
makinanın, 30 metrelik örneği üzerinde bilgi veriyor rehberimiz. Makine
önündeki kömür tabakasını keserek ilerliyor ve bu kömürler yukarıya sevk
ediliyor. Ancak gerisinde bıraktığı boşluğa toprak çöküyor. Rehberin “Toprak çökmesi” sözleri bize maden
kazalarını hatırlatıyor. Çin’deki maden kazalarını merak ediyoruz.
2000’nin
ilk altı yılında, Çin’deki hazin maden kazalarında 20.000 üzerinde maden işçisi
ölüyor. Bu dönemler dünyanın maden kazaları ölümlerinde Türkiye ile birlikte Dünya’nın
en riskli dört ülkesinin arasında yer alan Çin, 2004 ile 2008 yılları arasında
kademeli olarak kritik kararlar alıyor ve uygulaya koyuyor. Kritik diyoruz,
çünkü Çin enerji üretiminin %70’ini
kömürden elde ediyor ve Dünya kömürünün %40’ını çıkartıyor. Bu bağlamda, kritik
kararlar Çin’in enerji üretimini ciddi anlamda olumsuz etkileyebilecek düzeyde.
Öncelikle, küçük, verimsiz, iş güvenliği açısından riskli,
maliyeti yüksek tüm madenler kapatılarak patlatılıyor. Bu kapatılan madenlerin
sayısı binleri (kaynaklara göre madenlerin üretim kapasitelerine göre 4000 ile
8000 arasında maden kapatıldığı belirtiliyor) buluyor. Bu şartların dışında
kalan, ancak belirli iş güvenliği sorunları olan başta Hunnan, Shanxi,
Shaanxi’deki tüm madenlere belli bir süre verilerek iş güvenliği standartlarını
yerine getirmeleri bekleniyor. Verilen süre sonunda şartları yerine getirmeyen
madenlerin sözleşmesi iptal edilerek, bu madenler güvenlik şartlarını yerine
getiren uzmanlaşmış devlet kurumlarına devrediliyor.
Daha önceki yıllar devletin maden işletmelerine verdiği
%13 vergi iadesi kademeli olarak kaldırılarak yerine %10 vergi konuluyor. Devletin
özel madenlere kredi verilmesini sağlayan yasa kaldırılıyor. Yani özel
işletmeler için durum giderek ağırlaşıyor. Bu arada, dört şirketle
sınırlandırılmış olan madencilik yapma hakkı serbest bırakılıyor. Böylece,
madencilik yapmak isteyen herkes için ithalat ve ihracat hakkı doğuyor. Bu
arada, madencilik üretimi iç piyasanın taleplerine karşılamak üzere iç pazara
yöneliyor.
Devlet
kurumlarına devredilen bu küçük ve orta ölçekli madenlerin sayısı yaklaşık
4000’i buluyor. Devlete devredilen bu madenler için ise devlet finans
kaynaklarını açıyor. Bu kaynak aktarımı sonucunda, kapatılan ve el değiştirilen
maden sayısının binlerce olmasına rağmen üretim kaybı engelleniyor. Öyle ki,
kömür üretim hacmi kritik kararların uygulanmaya başlanmasından sonra artarak 2006’da
2.7 milyar ton olan üretim, bugün 4 milyar tona yaklaşmaktadır.
Bununla
birlikte, Çin’de madenlere getirilen iş güvenliği şartlarının sıkı uygulanması
sonucunda 2006 sonrası maden kazalarında ciddi düşüş görülmüş. Çin aldığı kesin
kararlar doğrultusunda riskli binlerce madenin kapatmasına rağmen 2002’den bu
yana üretimini iki katına çıkartırken, maden kazalarındaki ölüm oranını ise 3,5
kat geriye çekmiş.
Çin’de
devletin uyguladığı bu 4-5 yıl gibi kısa süre içinde gerçekleştirdiği bu sıkı program
sayesinde, üretim düşürülmeden riskli madenler elenerek, madencilikte yeni bir
strateji oluşturuluyor. Bu madencilik stratejisi bugün birçok araştırmaya,
makaleye konu olmuş durumda. Maden çalıştırmak için rezerve sistemini saptama
çalışmalarında sadece sismik araştırma yeterli bulunmuyor. Araştırmaların
sondaja dayalı yapılması zorunlu hale getiriliyor. Maden işletmeleri devlet
kurumu da olsa, bu araştırmaların sonucuna göre bankalar kredi veriyor. Yeni madencilik stratejisindeki en önemli faktörlerden
birisi de, Çin’in çok eskiye dayanan madencilik tarihini de kapsayan devletin kayıt
sistemi. Çok iyi durumdaki bu kayıt sistemi, maden bölgeleri konusunda geniş
bilgileri kapsamakta.
İşçilerin
koşullarına gelince; işçiye mutlaka lojman veriliyor, aylık maaşı yaklaşık
10.000 yuan’I yani 3500TL. buluyor (bu paranın alım gücünün bizim paramıza gore
daha yüksek olduğunu söylemeliyiz). Yemek, yol, barınma payı bu paranın dışında
veriliyor. Madencilikte 10 yıl çalışan bir işçi ev sahibi oluyor. İşçilerin
hepsi mutlaka sigortalanıyor ve taşeron sistemi yok. Çin’de madenlerde günlük
çalışma süresi ise 6,5-7 saat. İşçilerin yıllık izinleri düzenli veriliyor.
Maden
karanlık tünellerinde ilerlerken uzakta bir ışık beliriyor, gözlerimiz
kamaşıyor, Musa Eroğlu’nun“Yolun Sonu Göründü” türküsü geliyor aklımıza.
Ermenek’teki maden kazasında toprak altında kalan işçilerden Mehmet Baha’nın en
sevdiği türküymüş. Rehberimiz çıkıştaki masanın üzerinde duran bir defteri
uzatıyor ve rehberliği ile ilgili bir yorum yazmamızı rica ediyor. Kiraz deftere Türkiye’deki maden
facialarından dolayı müzeden çok etkilendiğimizi yazıyor. Müze’den edindiğimiz
bilgilerle ülkemizdeki maden ocaklarının şartlarını ister istemez
karşılaştırıyoruz. Böyle bir müzenin Soma’da, Zonguldak’ta olması ne iyi olurdu
diye düşünüyoruz. Ankara’da da olmalı, hiç unutturmamalı bu kazaları. Ülkemizden
kilometrelerce uzakta bizi hüzünlendiren bu müzeye buruk bir şekilde veda
ediyoruz.
Caner
Karavit
·
Not : Çin’deki kömür madencilikle ilgili bilgiler için, Çin’de Kömür Ticareti
ile yıllarca uğraşmış deneyimli iş adamı Nazım Topçu’ya, Çin Kömür Müzesi’nin 73
nolu rehberine teşekkür ederiz. Diğer bilgiler için, World Coal Association (WCA), “International Labor Organization (ILO)”nun internet sitelerinden
yararlanılmıştır.
Resim
alt yazıları:
(RESİM 1) Çin Kömür Müzesi’nin dıştan görünüşü
(RESİM 2) “Jetcoke” kömüründen yapılmış bir oyma eser
(RESİM 3) Song dönemine (960-1279) ait bir madenin kesitini gösteren maket ve çizim
(RESİM 4) Qin hanedanı (1644-1911) döneminde Taoist madencilerin kendilerini koruması için içerisine para attıkları bir çeşit kutsal demir kazan
(RESİM 5) 1909’dan kalma madenci künyesi
(RESİM 6) Song dönemi (960-1279) madenlerindeki ağır çalışma koşullarını gösteren bölüm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder