22 Şubat 2015 Pazar

ÇİN KÖMÜR MÜZESİ

ÇİN’İN KÖMÜR EYALETİ’NİN MERKEZİ TAIYUAN’DEN BİR MÜZE: ÇİN KÖMÜR MÜZESİ
TAIYUAN CHINA COAL MUSEUM
*Caner Karavit, Gezi Notları:13
Çin’in Shanxi eyaletinin başkenti Taiyuan’dayız. Hava kömür kokuyor. Kömür kokusu bize ülkemizde ard arda gelen maden facialarını hatırlatıyor. Burası Çin’in en önemli kömür madenleri bölgelerinden birisi. Kentin zenginleri kömür madeni patronları. Kentte bir çok maden işçisi yaşıyor. Dünya’nın kömür üretimi sıralamasında birinci olan Çin’de konu kömür olunca ve tarihi de çok eskiye dayanınca, bir kömür kenti olan Taiyuan’da devlet tarafından Çin kömür endüstrisini anlatan bir müze kurulmuş. Çin Kömür Müzesi, müzecilik alanında 4 A (AAAA) sınıfında olan, altı ödüllü bir müze. (RESİM 1) 20 yıllık müze kömürün Çin’deki uzun öyküsünü belli başlıklar altında anlatabilecek bir şekilde yeniden tasarlanarak izleyicisiyle buluşturulmuş.
Kömür Müzesi iki katlı yapılmış. Birinci kat, kömür ve madenleri ile ilgili bilgilendirme bölümlerine ayrılmış. Giriş bölümde, dünyadaki kömür rezervi ve sıralaması var. Çin kömür rezervinde Rusya ve Amerika ile ilk üç sırayı paylaşıyor. Üretmde ise birinci sırada. Daha sonra Çin’in kömür çıkarılan ve işlenilen bölgeleri ele alınmış. Çin’de en çok kömür çıkarılan bölgeleri Sincan Uygur Özerk Bölgesi, İç Moğolistan ve Shanxi yani müzenin bulunduğu bölge. Bu bölümde, Çin’de kömür çıkarılan bölgelerin kömür kalitelerini ve maden durumlarını öğreniyoruz. Kömür üretiminde en güvenli bölge İç Moğolistan, çünkü bu bölgede kömür dış yüzeyde. Bölgelerde çıkarılan kömürler özellik ve kalitelerine göre farklı işlevler için kullanılıyor. Kömürler; ısınmada, enerjide, gübrede, araştırmada ve oyma sanatında kullanmak üzere işleniyor. Oyma sanatında kullanılan kömüre “jetcoke” deniyor. Bu kömür cinsi sadece İngiltere, Şili, Almanya ve Çin’de çıkarılıyor. Müzede bu kömürden yapılmış ilginç oyma eser örnekleri bulunuyor (RESİM 2). Müzenin hediyelik eşya satış mağazasında bu oyma sanatı eserler satışa sunulmuş. Pek ucuz olmayan bu eserlerden en rağbet görenleri ise tam boy bir madenci heykeli ve oyma işi madenci kaskı. Gübre için kullanılan ve içinde %70 karbon bulunan en kötü kömür güney Çin’den çıkarılıyor. Ningxia bölgesinden çıkarılan ve kimyasal araştırmalarda kullanılan bir başka kömür cinsinin çok değerli olduğunu ve kilosunun 1000 yuan’a (yaklaşık 350 TL.) geldiğini öğreniyoruz.
Kömürün tüm oluşum süreçlerini ve bu süreçlerin örneklerini gösteren bölümde rehberimiz bu aşamaları “bebek kömür” linyitten başlayarak anlatıyor. En genç olması nedeniyle linyit en kötü kömür sınıfında. Kömür yaşlandıkça kalitesi iyileşiyor. Örneğin, linyit 100 milyon yılda oluşurken, en kaliteli “dede” kömür olan antrasit bir milyar yılda oluşuyor. Yani, kömür insandan da, dinazordan da yaşlı. Müzenin ilginç bölümlerinden birisi de ağaçtan ve bitkiden oluşan kömürlerin mikroskop görüntülerinin büyütülerek üç boyutlu düzenlenmiş bir oda. Buradaki dokulara bakarak ağaç, bitki ve kömür dokularının mikroskop altında ne kadar benzediklerine şahit oluyoruz. Sıra 4 D sinema salonuna geliyor. Üç boyutlu görüntü gözlüklerinizi takıp, koltuğunuzdaki emniyet kemerini bağladıktan sonra sinema başlıyor. İnsanlık tarihi öncesinden başlayan kömürün gelişim sürecini anlatan filmde doğa olaylarının oluştuğu sahnelerde, yer yer sinema salonunun içinde şimşekler çakıyor, fırtına sahnelerinde vücudunuza rüzgar esiyor, yağmur sahnesinde yüzünüze su püskürtülüyor, buzul döneminde salona kar yağdırılıyor vs. Bu arada, hareketli sahnelerde koltuğunuz hop oturup hop kalkıyor. Ben kemeri bağlamayı gereksiz bulup bağlamadığım için birkaç kez düşme tehlikesi geçiriyorum.
Bu katın en ilginç bölümlerinden birisi de, madencilikte Dünya’nın en eskilerinden    birisi olan Çin’in madencilik tarihi. Arkeolojik buluntulardan Çin’in madencilik tarihinin Han hanedanı dönemine (MÖ. 206 -8, MS. 25-220) kadar uzadığını öğreniyoruz. Yer altı madenciliğinin ilk başladığı Song hanedanı dönemi (960-1279) Çin madenciliğinin en tehlikeli dönemi, bu dönemde birçok maden kazası olmuş. Bu dönemde ve Liao hanedanı döneminde (907-1125) kömürle pişirilmiş güzel seramik parçaları sayesinde kömürün başka bir yönünü tanıtıyoruz. Cengiz Han’ın yönetimindeki Yuan hanedanı döneminde (1206-1368) ise madenleri sadece üç kurum işletebiliyormuş; devlet, maden patronları ve ruhban sınıfı (Budist, Taoist, Konfüçyüst rahipler). Müze bu dönemin madencilik yetki belgelerinin orjinallerine de sahip. Marko Polo ünlü seyahatnamesinde bu dönemde İç Moğolistan’daki madencilikten de bahsetmiş. Ming dönemine (1368-1644) geldiğimizde, bu dönemde madenin nasıl çalıştığını gösteren maket oldukça ilginç. En fazla 20 metre derinliğe kazılan madende kömür yukarıya aynı anda ters ve düz işleyen bir çıkrık sistemi ile çıkarılıyor (RESİM 3). Üretimi hızlandırmak için yapılan bu çıkrık sisteminde, bir kömür kovası aşağı inerken diğer taraftaki yukarıya çıkıyor. Temiz hava borusu için ise birbirine eklenmiş uzun bambu kamışlar kullanılmış. Yine Ming döneminden ilginç bir bilgi alıyoruz. Ming dönemi ünlü doktoru “Li Shizhen”, “Bencao Gangmu” adlı kitabında kanamayı durdurmak için yenilen bir kömür cinsinden “Feng Hua Mei”den bahsediyor. Qin hanedanı bölümünde (1644-1911) Taoist madencilerin kendilerini koruması için, içerisine para attıkları bir çeşit kutsal demir kazan karşılıyor bizi (RESİM 4). Qin döneminde kömür madenlerinin kontrol edildiğini gösteren devlet kontrol belgesi de sergileniyor. Salonda sergilenen Qin döneminde kullanılmış kömür arabası, kömür taşıma koşulları hakkında bilgi veriyor. Çin madencilik tarihinde 19.yy geldiğimizde 1882’de ilk buharlı trenin kömür işçileri tarafından yapıldığını öğreniyoruz. En ilgimizi çeken parçalardan birisi de 1900’lerin ortasına ait madendeki biriken suyu gösteren bir su seviyesi ölçme cihazı. Ermenek’teki madende su baskını faciasına uğrayan 18 işçimiz, bizi bu basit düzenekli hayati önem taşıyan cihazı ayrıntılarıyla incelemeye itiyor. Çin halk Cumhuriyeti’nin tarihindeki kahraman Madenciler bölümüne geçiyoruz. Örneğin, Japon istilası sırasında Japonlar’a karşı savaşan yurtsever madencilerin ve önemli keşiflerde bulunmuş mühendislerin büstleri sergileniyor.  
Bir madenin içerisinin gerçek ölçüleriyle düzenlendiği alt kata inmek üzere madenci asansörüne biniyoruz. Maden tüneline girmeden önce madenci kasklarının olduğu bölümde kasklarımızı giymemiz için uyarıyor rehberimiz. Ancak, kızımız Mercan dört yaşında olduğundan ona göre kask bulamıyoruz ve tünele kasksız giriyor. Tünelin başlarında en zor koşullarda yapılan eski dönem (11.yüzyıl) madenciliği betimleyen işçi mankenleri ve maden araç gereçleri bulunuyor. Kömür arabasını zorlukla çeken bir yaşlı maden işçisinin mankeniyle karşılaşıyoruz. Manken de olsa yüzündeki cansız ifadenin içinde gizlenmiş olan çalışma koşullarının ağırlığı hepimizi etkiliyor (RESİM 6). Adamın yırtık pırtık elbiselerini incelerken gözüm Mercan’a takılıyor. Buruk bir ruh haliyle izliyor maden işçilerinin mankenlerini. Adamın yüzüne derin derin bakarak yırtık elbiselerini okşuyor, elindeki yarım yamalak eldivenleri çıkartmaya çalışıyor; “bu durumda çalışamazsın” der gibi. Koşulların ağırlığının farkında. Aklıma Soma’daki maden faciasında sedyeye konulan yaralı işçinin sedyeyi kirletmemek için çizmelerini çıkartmak istemesi geliyor. İçim tuhaf oluyor. Biraz ötede kadın işçi mankeni dikkatimizi çekiyor. Rehberimiz hanedanlık dönemlerinde kadın işçilerin çok zor koşullarda çalıştırıldığını vurguluyor. Tünelde bir müddet ilerledikten sonra bizi daha aşağıya kömür çıkarılan bölgeye götürecek tren vagonlarına doluşuyoruz. Vagonlar süratli ve son derece sarsıntılı bizi son durağa götürüyor. Günümüzde kullanılan hidrolik çelik pabuçlarla tavanı ve tabanı sağlama alan ve 300 metre eninde kömür tabakasını kesebilen hidrolik makinanın, 30 metrelik örneği üzerinde bilgi veriyor rehberimiz. Makine önündeki kömür tabakasını keserek ilerliyor ve bu kömürler yukarıya sevk ediliyor. Ancak gerisinde bıraktığı boşluğa toprak çöküyor. Rehberin “Toprak çökmesi” sözleri bize maden kazalarını hatırlatıyor. Çin’deki maden kazalarını merak ediyoruz.
2000’nin ilk altı yılında, Çin’deki hazin maden kazalarında 20.000 üzerinde maden işçisi ölüyor. Bu dönemler dünyanın maden kazaları ölümlerinde Türkiye ile birlikte Dünya’nın en riskli dört ülkesinin arasında yer alan Çin, 2004 ile 2008 yılları arasında kademeli olarak kritik kararlar alıyor ve uygulaya koyuyor. Kritik diyoruz, çünkü Çin enerji üretiminin  %70’ini kömürden elde ediyor ve Dünya kömürünün %40’ını çıkartıyor. Bu bağlamda, kritik kararlar Çin’in enerji üretimini ciddi anlamda olumsuz etkileyebilecek düzeyde.
Öncelikle, küçük, verimsiz, iş güvenliği açısından riskli, maliyeti yüksek tüm madenler kapatılarak patlatılıyor. Bu kapatılan madenlerin sayısı binleri (kaynaklara göre madenlerin üretim kapasitelerine göre 4000 ile 8000 arasında maden kapatıldığı belirtiliyor) buluyor. Bu şartların dışında kalan, ancak belirli iş güvenliği sorunları olan başta Hunnan, Shanxi, Shaanxi’deki tüm madenlere belli bir süre verilerek iş güvenliği standartlarını yerine getirmeleri bekleniyor. Verilen süre sonunda şartları yerine getirmeyen madenlerin sözleşmesi iptal edilerek, bu madenler güvenlik şartlarını yerine getiren uzmanlaşmış devlet kurumlarına devrediliyor.
Daha önceki yıllar devletin maden işletmelerine verdiği %13 vergi iadesi kademeli olarak kaldırılarak yerine %10 vergi konuluyor. Devletin özel madenlere kredi verilmesini sağlayan yasa kaldırılıyor. Yani özel işletmeler için durum giderek ağırlaşıyor. Bu arada, dört şirketle sınırlandırılmış olan madencilik yapma hakkı serbest bırakılıyor. Böylece, madencilik yapmak isteyen herkes için ithalat ve ihracat hakkı doğuyor. Bu arada, madencilik üretimi iç piyasanın taleplerine karşılamak üzere iç pazara yöneliyor.
Devlet kurumlarına devredilen bu küçük ve orta ölçekli madenlerin sayısı yaklaşık 4000’i buluyor. Devlete devredilen bu madenler için ise devlet finans kaynaklarını açıyor. Bu kaynak aktarımı sonucunda, kapatılan ve el değiştirilen maden sayısının binlerce olmasına rağmen üretim kaybı engelleniyor. Öyle ki, kömür üretim hacmi kritik kararların uygulanmaya başlanmasından sonra artarak 2006’da 2.7 milyar ton olan üretim, bugün 4 milyar tona yaklaşmaktadır.
Bununla birlikte, Çin’de madenlere getirilen iş güvenliği şartlarının sıkı uygulanması sonucunda 2006 sonrası maden kazalarında ciddi düşüş görülmüş. Çin aldığı kesin kararlar doğrultusunda riskli binlerce madenin kapatmasına rağmen 2002’den bu yana üretimini iki katına çıkartırken, maden kazalarındaki ölüm oranını ise 3,5 kat geriye çekmiş.
Çin’de devletin uyguladığı bu 4-5 yıl gibi kısa süre içinde gerçekleştirdiği bu sıkı program sayesinde, üretim düşürülmeden riskli madenler elenerek, madencilikte yeni bir strateji oluşturuluyor. Bu madencilik stratejisi bugün birçok araştırmaya, makaleye konu olmuş durumda. Maden çalıştırmak için rezerve sistemini saptama çalışmalarında sadece sismik araştırma yeterli bulunmuyor. Araştırmaların sondaja dayalı yapılması zorunlu hale getiriliyor. Maden işletmeleri devlet kurumu da olsa, bu araştırmaların sonucuna göre bankalar kredi veriyor. Yeni madencilik stratejisindeki en önemli faktörlerden birisi de, Çin’in çok eskiye dayanan madencilik tarihini de kapsayan devletin kayıt sistemi. Çok iyi durumdaki bu kayıt sistemi, maden bölgeleri konusunda geniş bilgileri kapsamakta.
İşçilerin koşullarına gelince; işçiye mutlaka lojman veriliyor, aylık maaşı yaklaşık 10.000 yuan’I yani 3500TL. buluyor (bu paranın alım gücünün bizim paramıza gore daha yüksek olduğunu söylemeliyiz). Yemek, yol, barınma payı bu paranın dışında veriliyor. Madencilikte 10 yıl çalışan bir işçi ev sahibi oluyor. İşçilerin hepsi mutlaka sigortalanıyor ve taşeron sistemi yok. Çin’de madenlerde günlük çalışma süresi ise 6,5-7 saat. İşçilerin yıllık izinleri düzenli veriliyor.
Maden karanlık tünellerinde ilerlerken uzakta bir ışık beliriyor, gözlerimiz kamaşıyor, Musa Eroğlu’nun“Yolun Sonu Göründü” türküsü geliyor aklımıza. Ermenek’teki maden kazasında toprak altında kalan işçilerden Mehmet Baha’nın en sevdiği türküymüş. Rehberimiz çıkıştaki masanın üzerinde duran bir defteri uzatıyor ve rehberliği ile ilgili bir yorum yazmamızı rica ediyor. Kiraz deftere Türkiye’deki maden facialarından dolayı müzeden çok etkilendiğimizi yazıyor. Müze’den edindiğimiz bilgilerle ülkemizdeki maden ocaklarının şartlarını ister istemez karşılaştırıyoruz. Böyle bir müzenin Soma’da, Zonguldak’ta olması ne iyi olurdu diye düşünüyoruz. Ankara’da da olmalı, hiç unutturmamalı bu kazaları. Ülkemizden kilometrelerce uzakta bizi hüzünlendiren bu müzeye buruk bir şekilde veda ediyoruz.
Caner Karavit

·       Not : Çin’deki kömür madencilikle ilgili bilgiler için, Çin’de Kömür Ticareti ile yıllarca uğraşmış deneyimli iş adamı Nazım Topçu’ya, Çin Kömür Müzesi’nin 73 nolu rehberine teşekkür ederiz. Diğer bilgiler için, World Coal Association (WCA), International Labor Organization (ILO)”nun internet sitelerinden yararlanılmıştır.
Resim alt yazıları:


(RESİM 1) Çin Kömür Müzesi’nin dıştan görünüşü


(RESİM 2) “Jetcoke” kömüründen yapılmış bir oyma eser


(RESİM 3) Song dönemine (960-1279)  ait bir madenin kesitini gösteren maket ve çizim
(RESİM 4) Qin hanedanı (1644-1911) döneminde Taoist madencilerin kendilerini koruması için içerisine para attıkları bir çeşit kutsal demir kazan 










           








 (RESİM 5) 1909’dan kalma madenci künyesi





















 (RESİM 6) Song dönemi (960-1279) madenlerindeki ağır çalışma koşullarını gösteren bölüm